12 Mart 2014 Çarşamba

..ve Süper Kahraman Dünyamızı Bir Kez Daha Felaketin Eşiğinden Kurtardı


Küresel piyasalar geçtiğimiz Şubat ayında, 2008 yılından bu yana belki de en kritik dönemeçlerinden birini yaşadı. Hemen hemen tüm piyasalarda patlak veren panik havası ve satış dalgası tam yeni bir krizi tetiklemek üzereyken adeta sihirli bir dokunuşla yerini sakin bir havaya ve alım iştahına bıraktı. Piyasaların nasıl bir uçurumun kenarından döndüğünü anlamak için bu ayki bültenimizde yer alan grafiklere bir göz atmak yeterli olacaktır. Uçurum diyoruz çünkü satış dalgası birkaç gün daha devam etseydi bu kez büyük fonların otomatik satış emirleri tetiklenecekti ( teknik gerekçelerle) ve ikinci dip senaryosu yeniden konuşulmaya başlayacaktı. 
Geçen ay yaşananlar piyasaların halen ne kadar kırılgan olduğunu ve yanlış bir adım ya da beyanın nasıl bir panik yaratabileceğini açıkça göstermiştir. Bütün bu gelişmelerin baş aktörü tabi ki yine FED başkanı ve FED politikalarıydı. Her nedense piyasalar yeni FED başkanı Janet Yellen’in daha şahin bir politika izleyeceğini ve parasal genişlemeyi yıl sonuna kadar sonlandıracağını varsayarak pozisyon boşaltmaya ve güvenli limanlara dönmeye başladılar. Halbuki Yellen’in o koltuğa oturma nedeni Bernanke politikalarına en fazla destek veren üyelerden biri olmasıydı. Zaten piyasaları sakinleştiren sihirli dokunuş da bizzat kendisinin Amerikan Kongresinde çıkıp parasal yavaşlamanın piyasa koşullarına endeksli olacağını önceden belirlenmiş bir takvim olmadığını belirtmesiyle sağlanmış oldu.
Bütün bu olanlar, piyasaların hala FED’in elindeki bir tuşa endeksli olduğu gerçeğini hatırlamamıza neden oldu. FED’in beş yıldır süren olağanüstü çabalarına rağmen piyasalar henüz suni teneffüs çadırından çıkmaya hazır görünmüyor. Ancak yine de önümüzdeki dönemde yeni bir olumsuz gelişme olmazsa gelişmiş piyasalar ve ‘bazı’ gelişen piyasalar yönünü yukarı çevirmiş görünüyor.
Neden ‘bazı’ gelişen piyasalar dediğimizi biraz açalım. Piyasa ekonomisinin en temel özelliği döngüsel olmasıdır. Bu döngüsellik  içinde genişleme dönemleri ve daralma dönemleri vardır ve piyasalar her zaman aşırıya kaçarak gereğinden fazla genişler ve daralır. Aşırı genişleme döneminde zayıf bünyeli ekonomiler (ya da şirketler) olduğundan iyi performans gösterir ancak aşırı daralma döneminde ise ilk önce telefata uğrarlar çünkü ‘temelleri’ sağlam değildir. Bir başka deyişle her ekonomik türbülans arkasında dayanıksız yapılardan oluşan küçük ya da büyük bir enkaz bırakır.
Görünen o ki bu defa da farklı olmamış ve büyümeleri rekabetçi üretime dayanmayan daha çok emtia gelirleri veya sıcak para ve tüketime dayanan ekonomiler daralma sürecinden en olumsuz etkilenenler olmuştur. Bu nedenle piyasa analizi yaparken diğer ekonomilerden ayrışan ve  adına kırılgan beşli ya da sekizli gibi unvanlar takılan ekonomileri ayrıca, ancak yakından izlemekte fayda görüyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder