İnsanoğlunun ihtiyacından fazla üretmeye başlaması, önce takas ekonomisini sonra da ticareti ön plana çıkarmıştır. Ticaretin yaygınlaşmasıyla, sözleşme, ödeme, teslimat gibi detayların bir kurala bağlanması ve bu kuralları gözeten güvenilir kurumların ortaya çıkması kaçınılmaz olmuştur.
Ticaret geliştikçe ve ticarete konu olan mal ve hizmetler çeşitlendikçe yeni güvenilir kurumlara olan ihtiyaç da artmış ve hemen her alanda kurumlaşma modern yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Kurumların zamanla bu derece yaygınlaşması ve vazgeçilmez hale gelmesinin en önemli nedeni tarafların birbirlerine güvenmemesidir. Her ülkede çıkarılan yasalar, bu yasaları uygulayan kurumlar, ekonomik ve ticari faaliyetlere aracılık eden bankalar, patent veren, standartları belirleyen, kayıt ve tescil eden ve de bunları denetleyen kurumların en temel varlık nedeni ekonomide güven ortamının tesis edilmesidir.
Trilyonlarca dolarlık bir ekonomide, güven sağlayan kurumlara ödenen ücret, maaş ve komisyonları hesaba kattığımızda, “güvenli” işlem yapmanın maliyetinin ne kadar yüksek olduğunu anlamamız zor olmasa gerek. 2016 yılında ABD’de sadece hisse senedi ve tahvil ticaretine aracılık eden kurumlara 250 milyar dolar komisyon ödendiğini düşünürsek sanırım konunun önemi daha da iyi anlaşılmış olur.
Bu denli yüksek komisyonlar ödenmesine rağmen, 2008 yılında yaşanan küresel finans krizinde, en güvenilir aracı kurum kabul edilen bankaların batma noktasına gelmesi ve bunların kurtarılması için ağır bedeller ödenmesine fena halde kafayı takan Satoshi Nakamoto adıyla anılan kişi ya da kişiler, bankaların aracılık yapmasına ihtiyacı ortadan kaldıracak bir teknoloji geliştirdiler. İngilizce’ de blockchain, Türkçe’ de şimdilik blokzincir adını verdiğimiz bu teknoloji karşı tarafa güven duyma ihtiyacını ortadan kaldırıyor. En basit anlatımıyla blokzincir, herhangi bir “değerin” güvenli olarak değişimine imkân veren teknolojidir. Bu teknoloji sayesinde, silinmesi imkânsız kabul edilen çoklu kayıt sistemi yaratılmaktadır. Bu kayıt sisteminde her kayıt sayfası bir sonraki kayıt sayfasına çok güçlü bir şifre ile bağlanmakta ve bir çeşit kayıt zinciri oluşturulmaktadır. Daha iyi anlaşılması için bir örnek vermek gerekirse; bankadan gelen hesap özetinin (blok) aynı zamanda çok sayıda kişide birer kopyasının tutulduğunu ve her yeni bildirimde bir önceki hesap özeti bilgisinin şifreli olarak yeni bildirime eklendiğini ve bütün taraflara dağıtıldığını ve tarafların her birinin bu bilgiyi onayladığını (zincir) düşünürsek, bu belgelerde taraflardan birinin tahrifat yapmasının ne denli imkânsıza yakın olacağı anlaşılacaktır.
Bu nedenledir ki, taraflar blokzincir teknolojisi kullanarak bir işlem yaptıklarında oluşan kayıt bir daha silinememekte ve tarafların hakları güvence altına alınmaktadır. Bu derece güvenceyi sağlayacak herhangi bir aracı kurum henüz mevcut değildir. İşte bu nedenle, internetin medya sektörüne getirdiği değişimin benzerini blokzincir teknolojisi de finans sektörü başta olmak üzere aracılık hizmetleri sektörüne getirecektir.
Bu nedenledir ki, taraflar blokzincir teknolojisi kullanarak bir işlem yaptıklarında oluşan kayıt bir daha silinememekte ve tarafların hakları güvence altına alınmaktadır. Bu derece güvenceyi sağlayacak herhangi bir aracı kurum henüz mevcut değildir. İşte bu nedenle, internetin medya sektörüne getirdiği değişimin benzerini blokzincir teknolojisi de finans sektörü başta olmak üzere aracılık hizmetleri sektörüne getirecektir.
Oldukça karmaşık bir teknolojinin basitçe anlatılması, eminim kafamızda birçok soru uyandırmıştır. Bu soruların cevabını ilerdeki yazılarımızda hep birlikte bulmaya çalışacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder